19 Temmuz 2012 Perşembe

Kızlar bakın burada ne var: Takıları ziyadesiyle severim


Dünyanın gelmiş geçmiş en sevimli ulaşım aracı :)

Yerim.

Kim, hangi kafayla, ne için yapmış, nasıl akıl etmiş bilmiyorum ama enteresan bir beyni olduğu aşikar.

Bu arada, hazır kuğu görmüşken, kuğulara karşı saçma bir sevgim var. Çok seviyorum. Hayvan demeye dilim varmıyor onlara. Hiç hayvan gibi değiller. Bir goril var, bir kuğu var. Haksız mıyım?

Ayrıca, kuğularla ilgili hemen çok romantik bir ayrıntı; "Kuğular hayatları boyunca yalnızca bir kuğuya aşık olurlar ve eğer eşleri ölürse, diğer kuğu da kalp kırıklığından en geç bir yıl içinde ölür."

Bunu ilk duyduğumda bunun için ağlayabilecek kafadaydım, şükür ki geçti.

Ha bir de şu var, İngiltere'deki tüm kuğular kraliçenin malı olarak kabul edilirmiş.

Evet beyinlerimizi böyle gereksiz bilgilerle doldurup gerekli bilgiler için gereken tüm alanları kapattığımıza göre asıl konumuza gelebilirim.

Konumuz, takılar.

Takıları çok severim.

Hatta takıp takıştırmaktan çok, incelemeyi severim. Beni günün her saati şuurum kapanmış bir şekilde Cassette Butik'in internet sayfasındaki ürünlere bakarken görebilirsiniz.

Geçen gün, Allah kahretsin ki Buse Terim'in bloğuna bakıyordum, Ayşe Özyılmazel ile ilgili olan bir post'una denk geldim. Şöyle ki, bu Buse, Ayşe Özyılmazel'in evine gidiyor, dolabını kurcalıyor, sevdiği parçaları fotoğrafçısına çektiriyor, bloğuna taşıyor ve bu yaptıklarının sonucu olarak etrafımızdaki insanlar bu kızı çok mühim bir insan sanıyor. Hatta öyle ki, kendisi, bak yavaş yavaş sinirleniyorum, Paris'ten çağırılan tek Türk 'modacı' statüsüne erişiyor. Artık Paris'te kebapçı açılışına mı davet edildi bilmem ama bu kız bana spazmlar geçirtiyor. Yetmiyor, şakaklarımı geriyor.

Her neyse.

Ben de iki okudum, üç gaza geldim, beş kendi dolabımı açtım ve en sevdiğim takılarımın/aksesuarlarımın fotoğrafını çekmeye karar verdim.


Bu şapkayı geçen yıl Park Bravo'dan satın almıştım. Çok severim. Tam bir yaz bebesi şapkası. 


İşte şu hayattaki en sevdiğim yüzüğüm! Moustache rocks! Yaklaşık üç ay önce, Tunalı Pasajından aldığım bu yüzüğüm hala benim can damarımdır. Bilmeyenler için söylüyorum, Tunalı Pasajı adı üstünde Tunalı'da, Tekin Acar'ın hemen karşısında. Harika bir yer! Özellikle alt katı. Tunalı'ya yolunuz düştüğünde bakmanızı şiddetle tavsiye ederim.


En eğlenceli clutch'ım ve cüzdanım! Clutch Oi Arte'den, cüzdanı hatırlamıyorum.


Bu yılın başında Yargıcı'dan satın aldığım küpelerim. Biri benim, biri ablamın. İkisini de evladımız gibi sevdiğimiz için hangisinin hangimizde kalacağına bir türlü karar veremiyoruz. Sonuç olarak, kavga ediyoruz. En sonunda sırt kaşıyıp barışıyoruz.


Dondurmalı kolyem! Cağnım kolyem! Çok severim. Accesorize'den satın almıştım. Accesorize'ı hakikaten çok seviyorum, saçma ve orjinal parçalar bulabiliyorum. Tek problemi, bu aralar yavaş yavaş zincirinin bakırlaştığına şahit olmam. 


Kolye demişken, kalemli kolyem. Bu da Accesorize'dan. Bunu alalı baya oldu.


Bu benim değil, ablamın. Fakat bu ayakkabıya resmen tapıyorum! Ablamın ayak numarası benden yarım numara küçük olduğu için henüz bu ayakkabıyı giyemedim, ablam bu durumdan oldukça memnun. Ayakkabıyı geçtiğimiz kış, Nr.39'dan satın aldık. Dünyanın en cici ayakkabıları orda! Ankara'daki mağazası için, Bahçeli'de Abbas Waffle'ın hemen yanındaki adı Angels ile başlayan mağazaya muhakkak göz atın derim. Ankara'daki en favori adreslerimden biri. Fiyatlar hafif tuzlu, ayakkabılar 285 lira civarı, çantalar 150. Fiyatlar öğrenci kesesi için pek hoş olmasa da yine de bir uğrayın. Yaklaşan doğumgününüz, ıvırınız zıvırınız varsa sevgilinize çaktırmadan oranın adresini verin, belki işe yarar.


Çok sevdiğim kitap ayracım! Ankara'ya ilk geldiğimde D&R'dan almıştım.


Sexy kahve kupam.


Bu da şirinlikten ölmek üzere olan süt bardağım. Süt olmadan asla!


Bu aralar en ayıla bayıla taktığım yeni bilekliğim! Kuru kafalı her halta bayılırım fakat bunu oğlum gibi sevdim. Bileklik Çeşme'den, müstakbel damadımız, ailemizin gözbebeği Süha'cığımızın hediyesi.


Çeşme demişken, bu yazın başında bizzat Çeşme'den aldığım, pislik yurt odamın anahtarını taktığım bebiş anahtarlığım.


O halde Çeşme'yle yola devam! Bilekliklerin üçü de Çeşme'den.


Bunlar da takı kutumun favori küpeleri. Baykuşlu olan ablamın fakat benimmiş ayağı yapıyorum. Eiffel kuleli olanı az önce bahsettiğim Bahçeli'deki Angels'dan. Çaydanlıklı olan Accesorize, taşlı olan ise Yargıcı'dan. Kelebekli olan ise abimin bana hediyesi :)


Yurtta kullandığım favori terliklerim.


Sarılıp uyuduğum, olmazsa uyuyamadığım, ciğerlerime tüy yapıştıran gorilim. Gözlükler geçen yılki Mayfest'ten yadigar.


Bilekliklerim. Sağdaki gezgin ruhumu temsilen, Accesorize'dan. Soldaki ise lise 1 doğumgünü hediyem. En sevdiğim arkadaşım almıştı. 'En sevdiğim arkadaşım ;))' gibi ciciş bir şekilde kendinden bahsettiğimi duysa beni anında silme potansiyeli olan insan, Özge Gök, ciğerim. Okuyorsan, öpüyorum gözlerinden. Gülüşünü yediğim.


Daha geçen gün satın aldığım yeni not defterim. Bununla Dilan'a şiirler yazacağım :( İmge Kitabevinde bulabilirsiniz. Bu arada, İmge Kitabevi harika bir yer. 


Bu da, en sevdiğim parizyen tokam ve yeşil çay kupam. Yeşil çay kupam çünkü kendisinin çaktırmasa da bir demliği mevcut. Toka nereden zerre hatırlamıyorum.


Durumlar böyle dostlar.

Gözlerden öpüyorum.

Buse Terim'e de selam olsun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder