29 Şubat 2012 Çarşamba

Barbie bebekler hakkında

Çocukken salatalığı çok severdim. Neden bilmiyorum, ama mekan tanımaksızın her daim salatalık yediğimi hatırlıyorum. Daha da saçması, ne zaman salatalık yesem elime bir barbie bebek alır ve eğer ben o barbienin yerinde olsaydım evdeki diğer barbielerin hangileriyle arkadaş olmak isteyeceğimi, hangileriyle istemeyeceğimi, hangilerinin kıyafetini beğendimi, hangilerinin beğenmediğimi, hangilerinin yakışıklı Ken'e rakip olabileceğini ve diğer elimdeki peçeteyle kime güzel kime paçavra kıyafet yapacağımı düşünürdüm. Oturur hindi gibi düşünürdüm. Resmen oturur, saatlerce düşünürdüm! Bir yandan da salatalık yerdim. Salatalığın beynimde böyle yer etmesi bir yana, benim çocukluğumda, sanırsın ki elli yıl öncesinden bahsediyorum taş çatlasın on beş yıl önce, düşünülenin aksine barbielerle oynamak hiç de havalı bir iş değildi. Tam aksine, barbilerle oynamayı şiddetle reddedip, 'araba merakı olan kız çocuğu' olmak popülerdi. Çok samimiyim, eğer ki çocukluğumda bir travma geçirdiysem, işte o kesinlikle bu yüzdendi! Yavaş yavaş tüm minik kankalarım benle barbie oynamayı bırakıp koşarak mahallenin zibidileriyle aman da oyuncak arabaymış, efendim çitostan çıkan pokemonmuş, vay efendim uçan helikoptermiş, bu sakil oyuncaklarla oynamayı tercih ettiler. Tabi ki de çok bozuldum. Hayır denemedim değil, baktım iş çığrından çıkmış, süpermarket kasalarında 'anneeeeaa barbiieeeee' diye çıldıran kankalarımın yerini teker teker 'Mahmutcan'la pokemon günleri' düzenleyen minik fareler almış, ben de arkadaşsız kalmamak adına saçma sinsilikler yaptım ki, hepsi elimde patladı! Halının üstünde o aptal polis arabasını çektikçe hızlandı, bizimkilerin ayağına çarptı, haydi size güle güle polis arabaları. Sırf daha fazla pokemon toplayabilmek adına evin her yeri cips oldu ki, uğurlar olsun sevgili pokemonlar. Artık o yaşımda ahım nasıl tuttuysa, benim barbielerimi o tipsiz çekçekli arabalara satan minik fareler aradıklarını Mahmutcan'da bulamayacaklarını anlayıp, süpermarketlerde tekrar 'barbiiiiieee' çığlıkları atmaya başladılar. Jocelyn Grivaud da benim gibi düşünmüş olacak ki, bütün güzel anılarında barbielerin olduğunu söyleyip, onun 50. yıldönümüne ithafen harika bir çalışma yapmış! Yıllardır mutlak güzellik ikonu hale gelen barbie'yi, güzellikleri klişeleşmiş eserlerdeki kahramanların yerine geçirerek onlara hayat vermiş. Tahmin edersiniz ki ben hepsine bayıldım! Küçük Mahmutcanların gözlerinden öpüyorum.


Andy Warhol


Coco Chanel


Guy Bourdin


Jean Luc-Godard


Johannes Vermeer


Leonardo da Vinci


Man Ray


Pablo Picasso


Venus de Milo




2 yorum:

  1. okudukça begeniyorum,yaydıkça övüyor herkes seni!

    YanıtlaSil
  2. Senin o güzel ciğerlerinden öpüyorum Bolamanım.

    YanıtlaSil