14 Haziran 2012 Perşembe

Teması 'Düğün' Olan Post


Selam yukarıdaki kadınlar kadar cesur olanlar!

Üniversiteye gelişimin ikinci senesinden ikinci yaz okulu tövbe bismillah diyorum, uzun zaman sonra ilk postumu tekrardan atıyorum!

Teknik Çizimden F'le kaldığımdan beri hayatımda neler değişti? Çok şey! Hepsinden önce, 'Bakın çocuklar bu ders mimarlığın temeli, mimarlığın dili. Bunda başarılı olamazsanız, MİMAR OLAMAZSINIZ!' denen bu dersle bu yaz ciddi düşünmeye karar verdim, hadi hayırlsı.

Bu süre zarfında, bir takım insanlar, şeker insanlar, böyle işlerle uğraşırken;



                                                             Çok sevimli değiller mi?


Edvard Munch-Çığlık tablosunu hiç böyle görmüş müydünüz?

Ben görmemiştim :)



Her neyse, dediğim gibi, beyni hoş insanlar bu tür işlerle uğraşırken ben ne yaptım?
Elime kına yaktım! 
Adamlar geliyor, dünyaca ünlü tabloyu yemek yedikleri tabağa kopyalıyor, ben anca kına yakıyorum.



Sanırım bu hayatımda yaktırdığım ikinci kına. İlkini çok küçükken, babanneme yaptırmıştım. Sonra baktım, bir gün geçti, iki gün geçti, beş gün geçti, bir türlü çıkmıyor! Artık babannem de nasıl yaktıysa, çocuk yaşımda kına konseptine kıl oldum! O gün bugündür, kına yaktırmaya da yeltenmedim, baktım ki biri elinde kınayla sırıtarak bana doğru geliyor, hemen oradan sıvıştım, hiç acımadım.
Ablamın bekarlığa veda partisinde ise yine tam ordan sinsice uzaklaşmaya  çalışıyordum ki, hayatındaki ilk kınasını kendi bekarlığa vedasında yaktırmış olan ablam, elleri kınalı bebek olan ablam, mahsun gözleriyle bana bakıp 'Yaktırmazsan yüzüne bakmam pislik!' diyince, el mahkum yaktırdım, ortaya da böyle bir sonuç çıktı. Kendimi inanılmaz etnik hissediyorum. Yakında iki kaşımın arasına da hint kınasıyla göz yaptırırsam rica ediyorum şaşırmayın.




Malum, minito evlendi :) 'Bekarlığa vedasız evlilik olmaz şekerim!' diyerek Çayyolu-Nada'da ablama bekarlığa veda partisi hazırladık. Gecenin yıldızı ise kesinlikle pastamızdı :)



Kafamıza tülleri, ablamın boynuna 'Bride to be' kuşağını astık, hatta Nada'da Yüksek Yüksek Tepelere çaldırıp ablama kına bile yaktık, pastamızı yedik, dans ettik, hopladık, zıpladık, eğlendik, balonlar uçurduk. Artık ablamın evlenmesi için her şey hazırdı :)









Endişelenmeyin, damadımız o değil :)














Ve sıra artık düğündeydi :)

Plan şöyle ki, Aydın'lı olduğumuz için önce nikah Aydın'da, ardından düğün 2 hafta sonra Ankara'da olacak. 
Evlenmeyin dostlar, bunu anladım. İnanılmaz stresli bir süreç. Ağaçlara asılması planlanan fenerlerden çalınan müziğe kadar her şeyin kontrolünde olmasını istiyorsun, fakat yine de başaramıyorsun. Mesela, nikahtan bir gün önce Aydın'daki Keyif Bahçesi'yle konuşmaya gittiğimizde ablam, müziklerin canlı olmasını, onda da sadece gitar ve keman kullanılmasını istemişti. Keyif Bahçe'sinin sahibi ise, 'İnsanlar oynamak isteyecek, bundan kaçış yok' dediğinde pek aldırmamıştık :) Nikah günü birkaç misafir orkestranın yanına gittiğinde 'Hep slow müzikler mi çalıcak ayol, oynamayacak mıyız?' diye sorduklarında müzisyenler korkuyla 'Gelin hanım yasakladı, kesinlikle, kesinlikle olmaz!' demişler. Buna hala gülüyorum :) Fakat yine de bundan kaçamadık :) Kaşla göz arasında gelen org, bir Ege düğününde Trakya yöresine ait damat halayı bile çaldı ya, inanın daha fazla bir şey diyemiyorum! :) Yine de inanılmaz keyifli bir nikahtı. Keyifli dediğime bakmayın, ağlak bir insan olduğum için bana noluyorsa, tüm gece ağladım. Sanırsın zorla evlendiriyoruz. Makyajım akınca zaten hemen sustum :)

Makyaj demişken, düğünde saç ve makyajımdan istediğim performansı bir türlü yakalayamadım. Asabım bozuldu, böyle bir günde kıllık yaratan kız kardeş olmamak adına da beğenmediğim saç ve makyajıma boyun eğmek zorunda kaldım. Ömrüm boyunca yaptığım makyaj, fondöten-eyeliner-ruj üçlüsünde, zaman zaman da renkli göz kalemi ve beyaz far arasında sıkışıp kaldığı için kuafördeki kızın gözüme yaptığı gotik tarzdaki makyaja bir türlü alışamadım. İşin doğrusu, hiç beğenmedim. Pislik kuaför. Yine sinirlendim. 
Saçıma gelince, sanırım bana ya düz, ya da toplu saç yakışıyor. Dalgalı saçı kendime bir türlü yakıştıramıyorum. Kuaför de bunu anlamış olacak ki, saçlarımı resmen dalga manyağı yaptı. Beğenmedim, başka zaman olsa ortalığı birbirine katma potansiyeline sahip olsam da, minitonun hatrına sustum :) 

Bu arada ablamın nikah töreni, içinde bulunduğum hem en keyifli, hem de en komik nikah töreniydi. Eminim ki nikahı kıymaya gelen muhtarın kafası oldukça iyiydi :) Nikahı muhtar mı kıyarmış demeyin, bizim de o konuda hala derin tereddütlerimiz var :) Muhtemelen o adamın kıydığı nikah geçerli falan değil :) Masaya oturmasının ilk saniyesinde 'Kızım Mine, o adamla evlenmek istiyor musun?' sorusu yemin ediyorum beni türbülansa soktu. Anıra anıra güldüm. Annemin bakışlarıyla yüz yüze gelince, nazikçe tebessüm ettim :) Ablama ve Suha'ya yanlış sayfaya, bir gün önce evlenen başka insanların sayfasına imza attırması ise, of, gerçekten bombaydı!










Nikahın ardından ertesi gün, bizde kahvaltı yaptıktan sonra Çeşme'ye gittik. Elli faktör güneş kremi kullanmama ve güneşe sadece sabahtan çıkmama rağmen yüzümün kızarmasından yine de kurtulamadım. Allahını seven üzerime bronz ten atsın.





                 Ege'nin en sevdiğim yanı güzel denizi, güzel havası, mutlu esnafı ve tabi ki de efeleri :)


Bu elbisem ise benim en sevdiğim hippi elbisem :) Annem bunun bir paçavra olduğunu düşünse de, 70's rocks!


Denizde yüzen canlı-cansız, iri-minik her halta derin sevgim var :)



Dünyanın en sevimli dondurmacısı!





Utanmasam bu kapıyı söküp evime takardım, öyle bir sevdim.


Suha ve ben :)



Sonuç olarak bizimkiler erdi muradına! 

Bitirmeden benden ufak bir tavsiye! Eğer yakında bir düğüne katılacaksanız ve eğer o düğünde nedimeler olacaksa ve eğer ki siz de o nedimelerden biriyseniz, harika bir elbise buldum! 


Bizde nedime olmayacak, fakat ben bu elbiseye bayıldım! İnanılmaz sevimli! Vera Wang marka bu kıyafeti Vakko'dan sipariş üzerine getirtebiliyorsunuz, fiyatı hakkında en ufak bir fikrim yok, eminim ki çok pahalıdır. Bütçeniz varsa kaçırmayın, yoksa da beni arayın ve bana bir dikiş makinesi bulun, ben size dikerim :)

2 yorum:

  1. :)) bloglu olduğunu bilmiyordum Mervecik :)
    Şu yanlış imza olayını atlamışım ben... süpermiş cidden. Unutumaz bir an olmuş :)
    bu arada Vera Wang'i bu kadar beğendiğini bilseydim, Vakkoyu boşver Amerika'dan bir bavul ticareti de senin için yapardık :) Vera Wang, David's Bridal için oldukça mutevazi koşullarda alınabilecek tasarımlar yaptı. Bu modelde onlardan biri ve fiyatı 198 dolar.
    http://www.davidsbridal.com/Browse_Bridal-Party-Bridesmaids-White-by-Vera-Wang-Bridesmaids

    YanıtlaSil
  2. :) Vakit bulabildikçe post yollamaya çalışıyorum, iyi geliyor böyle işlerle uğraşmak :)
    Nikah videosu elimize geçince izleriz hep beraber :)
    Bu arada gelmiş geçmiş tüm fotoğrafları en yakın zamanda sana ulaştıracağım Banu abla, bu sefer hiç endişelenme :)
    198 dolar olabileceğini hiç tahmin etmemiştim, Vera Wang ismini duyunca eminim ki çok pahalıdır diye kendimi şartlamıştım, elbiseler gerçekten de çok sevimli, çok cici :)

    YanıtlaSil